Hadisler
Kuran da Aile ile İlgili Hadisler
Anne-babaya öf bile demeyelim Hz
Ebu’d-Derdâ’nın (ra), şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Ben PeygamberEfendimiz
sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu işittim: “Anne-baba, Cennet’in
orta kapısıdır
Artık sen o kapıyı ister zayi et, ister muhafaza et”
(Tirmizî, Birr, 3)
Rabbimiz bizi şöyle ikaz ediyor: “Rabb’in şöyle buyurdu: Allah’tan başkasına
ibadet etmeyin
Anneye ve babaya güzel muamele edin
Şayet onlardan her ikisi veya birisi yaşlanmış olarak senin yanında bulunursa
sakın onlara hizmetten yüksünme, “öff!” bile deme, onlarıazarlama, onlara tatlı ve gönül alıcı sözlersöyleŞefkatle,
tevazu ile onlara kol kanat ger ve şöyle dua et: “Yâ Rabbi, onlar küçüklüğümde
nasıl beni ihtimamla yetiştirdilerse, ona mükâfat olarak Sen de onlara merhamet
buyur!” (İsrâ Sûresi, 17/23-24)
Müslüman,
annesinin kıymetini her gün bilir
Annelerin kıymeti bir günde anlaşılamaz
Tek günlük hatırlamalar gönül almaktan öte bir anlam ifade etmez
Hayatının bütününde anne ve babasına nezaket gösteren bir insan, her gününü
ihya etmiş demektir
Dinimiz, her günün anneler günü olmasını ister
İslam dininde anne, çok muhterem ve yücedirİslam’ın
verdiği yüksek mevkii hiçbir sistemanneye verememiştir, “Cennet annelerin
ayakları altındadır” sözüyle âbideleşen anne, başka hiçbir sistem, doktrin ve
anlayışta bu kadar büyümemiştirİslam
dini, onların kıymetini bir güne sığıştırmamıştır
Anneler her gün gönüllerde açan bir çiçek gibidir
En çok kim hak
sahibidir?Efendimiz’in
hadislerine baktığımızda anne hakkının baba hakkından üç misli fazla olduğunu
öğreniyoruz
Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam gelerek:“Ey Allah’ın Resulü!
İyi davranıp hoş sohbette bulunmama en çok kim hak sahibidir?” diye sordu
HzPeygamber
(aleyhissalâtu vesselam): “Annen!” diye cevap verdi
Adam: “Sonra kim?” dedi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam)“Annen!” diye cevap
verdi
Adam tekrar: “Sonra kim?” dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) yine:
“Annen!” diye cevap verdi
Adam tekrar sordu: “Sonra kim?” Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) bu
dördüncüyü: “Baban!” diye cevapladı”
Buhârî, Edeb 2; Müslim, Birr 1)
* Abdullah İbn Amr İbn’l-Âs (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam: “Ey Allah’ın
Resulü benim malım ve bir de çocuğum var
Babam malımı almak istiyor” (ne yapayım?) diye sordu, Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselam): “Sen ve malın babana aitsiniz
Şunu bilin ki, evladlarınız kazançlarınızın en temizlerindendir
Öyle ise evladlarınızın kazançlarından yiyin” buyurdu
(Kaynak: Ebu Dâvud, Büyû’ 79; İbn Mâce, Ticârât 64)
Cennet onların
ayağı altındadır
Muâviye ibn Câhime’nin anlattığına göre; Câhime (radıyallahu anh) Hz
Peygamber’e ve (aleyhissalâtu vesselam) gelir ve: “Ey Allah’ın Resulü, ben
gazveye (cihad) katılmak istiyorum, bu konuda sizinle istişare etmeye geldim”der
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam): “Annen var mı?” diye sorar“Evet”
deyince, “Öyleyse ondan ayrılma zira Cennet onun ayağının altındadır” buyurur
(Nesâî, Cihad 6)
Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: “Hz
Peygamber (sas) bir gün: “Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün”
dedi“Kimin
burnu sürtülsün ey Allah’ın Resulü?” diye soruluncaşöyle buyurdu: “Ebeveyninden
her ikisinin veya sâdece birinin yaşlılığına ulaştığı halde (rızasını alıp da)
Cennet’e giremeyenin”
(Müslim, Birr 9)
Esma Bintu Ebî Bekr (r
anhâ) anlatıyor: Henüz müşrik olan annem yanıma geldi
Hz
Peygamber’den (sas) sorarak: “Annem geldi, görüşüp konuşmayıarzu ediyor, anneme
iyi davranayım mı?” dedim
“Evet” dedi, ona gereken hürmeti göster”
(Buhârî, Hibe 28, Edeb 8)
İbn Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir adam Resûlullah’a (aleyhissalâtu
vesselam) gelerek: “Ben büyük bir günah işledim, buna tevbe imkanım var mı?”dedi
Hz
Peygamber (aleyhissalâtu vesselam): “Annen var mı?” diye sordu
Adam: “Hayır yok” dedi
“Peki teyzen de mi yok?” dedi
Adam: “Evet, var” deyince Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam): “Öyle ise ona
iyilik yap! Teyze anne makamındadır”
diye emretti,” (Tirmizî, Birr 6)
Onlar için istiğfar edip, amel defterlerini açık tutabilirsiniz?
Ebu Üseyd Mâlik İbn Rebra es-Sâidî (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir adam: “Ey
Allah’ın Resulü, anne ve babamın vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma
imkânı var mı, ne ile onlara iyilik yapabilirim?” diye sordu
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam): “Evet vardır” dedi ve açıkladı: “Onlara
dua, onlar için Allah’tan istiğfar (günahlarının affedilmesini) taleb etmek,
onlardan sonra vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babasının akrabalarına
karşı da sıla-i rahmi yerine getirmek, anne ve babanın dostlarına ikramda
bulunmak”
(Ebu Dâvud, Edeb 129)
Yanmasını
ister miydin!
Abdullah bin Ebî Evfâ rivayet ediyor: Peygamberimizin huzurunda bulunuyorduk
Bu sırada birisi geldi: “Yâ Resulallah ölüm döşeğinde yatan bir genç var
Kendisine, ‘La ilahe illallah’ de, dendiği halde bir türlü bunu söyleyemiyor”
dedi
Efendimiz sordu: “Namaz kılar mıydı?” “Evet, kılardı”
Bunun üzerine Peygamberimiz kalktı
Biz de onunla birlikte kalktık
Peygamberimiz gencin yanına girdi ve ona, “La ilahe illallah de”
buyurdu
Genç, “Bunu söyleyemiyorum” dedi
“Niçin söyleyemiyorsun?” deyince, gelen adam: “Annesine âsi idi” dedi
Efendimiz, “Annesi sağ mı?” diye sordu“Evet,
sağdır” dediler
Kadın geldi
Efendimiz kadına; “Bu hasta senin oğlun mudur?” diye sordu
Kadın, “Evet” dedi
Efendimiz; “Bak, şurada bir ateş hazırlansa ve ‘Oğluna şefaat edersen, onu bu
ateşte yakmayız, fakat şefaat etmezsen bu ateşte yakarız’deseler ne yapardın?
Şefaat eder miydin?” diye sordu
Kadın, “Onun şefaatçisi ben olurdum” dedi
Efendimiz, “O halde sana âsi olan bu oğlunu cehennemden kurtarmak için hakkını
ona helâl edip ondan razı olduğuna Allahu Teâlâyı ve beni şahit göster”
buyurdu
Kadın, “Allah’ım! Seni ve Resulünü şahit tutuyorum, oğlumdan razı oldum,
hakkımı ona helâl ettim”
dedi
Bunun üzerine Peygamberimiz hasta gence, “La ilahe illallahü vahdehû la şerike
leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûlühû de”
diye buyurdu
Hasta hemen şahadet getirdi
Bunun üzerine Efendimiz şöyle buyurdu: “Allah’a hamdolsun ki, benim vasıtamla
bu genci cehennem ateşinden kurtardı”
buyurdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder